Genç bireylerin genel nüfus içindeki ağırlığı yeni girişimlere olan ilgiyi artırıyor. Amacımız, girişimcilerin ufkunu açmak ve esinlenmelerini sağlamak. İşte, birkaç girişim önerisi…
En çok ilgi gösterilen konuların başında özgün gıda projeleri geliyor. Bunun doğru bir yaklaşım olduğuna biz de inanıyoruz. Yakın bir gelecekte gıda alanına yapılan her yatırım neredeyse risksiz hale gelecek. Halk arasında yaygın bir kanı olan gıda işi zarar etmez ifadesi aslında dayanağı olmayan bir önyargı değil, deneyime dayanan doğru bir tespit.
Gerçekten de gıda işi temel ihtiyaçların karşılanmasını sağlamakla kalmıyor, yarınların popüler işlerini de temsil ediyor. Daha önceki sayılarımızı kaçırmış olan Para Dergisi okuyucularına yeniden diyoruz ki, gıda işi daima kazandırır!..
Aşağıdaki proje özetlerini inceledikten sonra bir girişimci adayı olarak, karar vermeden önce şunlara dikkat etmenizi öneriyoruz: Önce tüketici odaklı beklenti ve ihtiyaçları saptamaya çalışın. Yörenizde böyle bir girişim olası ihtiyaçları karşılayabilir mi? (Eğer bu konuda yeterli teknik bilgilere sahip değilseniz uzman birinden yardım alabilirsiniz.)
MOBİL FIRINLAR
İster şehir içinde ister şehir dışında. Onlarca çeşit ekmek imalatıyla ünlenmiş yeni bir zincir kurmak elinizde. Üstelik kolaylığı da var: Son yıllarda moda olmaya başlayan ‘Trabzon Tipi Doğal Ekmek’ imalatını çeşitli boyutlarda yapabilir bu işte uzmanlaşabilirsiniz.
İşin sırrı ürün yelpazesinde standart ekmeğe ve klasik hipermarket çeşitlerine yer verilmeyişi. Ekmekleri bir taraftan pişiriyor diğer taraftan satıyorsunuz. Mobil sistem böyle kurgulanmış. Bir yürüyen fırın bu.
Aykırılık ve orijinallikle isim yapmaya hazır olmalısınız.
Bu sistemle sadık bir müşteri kitlesi yaratılacağı kesin, imaj farklılığıyla da kendi pazarını kendi yaratacak bir iş. Her araçta sadece iki kişi çalışıyor. İmalat mekanize edilmiş. Merkez imalathanede hazırlanan ürünler aracın ‘deepfrize’inde depolanıyor, araçta pişirilerek en taze şekliyle müşteriye sunuluyor.
Büyükçe bir aracın içini paslanmaz çelik tezgahlarla donatmanız yeterli. En önemli yer ise otomatik sistemle çalışan fırın mekanizması! Kısacası farklılık ve buluşçulukta sınır yok. İsterseniz araçları merkezden takviyeli satış mekânı olarak da düşünebilirsiniz.
EKMEKLE TOPLUMA MESAJ
Ekmek konusuna devam. Türkiye’de günde yaklaşık 150 milyon adet ekmek tüketiliyor. Bir yılda 50 milyar mesaj potansiyeli demek. Soframızın baş tacı ekmek acaba ulusal eğitim kampanyalarında etkili bir mecra olabilir mi? Örneğin bir aşı kampanyasında…
Biliyoruz ki ekmek nimettir. O temel gıda olarak hepimizden aynı saygıyı görür. Kutsal ekmeği bir başka şekilde tasavvur edemeyiz. Lâkin değişen dünyada ekmeğin aynı zaman da en çok tedavül edilen alışveriş metaı olduğunu da unutmayalım.
Uygulama için önce basit bir alet geliştiriliyor. Ekmek imalathanelerine bedelsiz dağıtılıyor. Metalden hazırlanmış bir bildiğimiz damga düzeneği. Ya da ekmeğe yapıştırılan bir etiket!
Ekmek daha hamur aşamasındayken üreticiler çok belirgin sloganları ekmeklere uyguluyor. Ekmekler pişince ortaya çıkan görüntü tam bir sürpriz. Nar gibi kızarmış ekmeklerin üzerinde bir dizi mesaj… Temizlik, sağlık, eğitim kampanyaları. En az ekmek kadar saygıya değer.
Bu uygulama bazı ülkelerde yapılıyor. Ekmek hamurunun üzerinde yürüdüğü bantlar özel hazırlanmış. Son derece etkileyici bir iletişim mecrası! Bu işi organize eden hem ülkeye hizmet etmiş olur, hem de herkesin önüne gelen ekmek toplumu yalnız beslemekle kalmaz, bir güzel eğitir de…
‘İsraf haramdır’, ‘Ekmeğini çöpe atma’, ‘Yoksulu da düşün’ gibi şartlandırıcı mesajlar! Tabii ekmeğe saygı gösteren bir toplumda işi sulandırmamak ve ticari reklamlara yer vermemek koşuluyla!
PİZZA KENARINDA MESAJLAR!
Söz hamur işlerinden açılmışken tam burada farklılık yaratan bir icat devreye girdiğini ifade edelim. Ola ki bazı girişimciler için hala bir başlangıç noktası olabilir.
Richard Ben Errera adlı iş bilir bir girişimci. Oturup düşünüyor. Kafası farklı çalışan Mr. Errera birkaç yıl önce hayalindeki işi başarıyor. Öyle bir buluş yapıyor ki pizzacılar, sıraya giriyor. Önce her işletme kendi reklamını yapıyor. O kalın Amerikan pizzalarının kenarına sloganlar, kutlamalar, isimler derken reklam da konmaya başlıyor. Hemen işyerini yerel atölyeden dünya çapında lisans veren bir işletmeye dönüştürüyor Mr. Errera. Yüzlerce basın yayın organı ilgileniyor buluşuyla. ‘Newsweek’ F gibi dergiler, ‘Sales&Marketing Management’ gibi periyodikler ‘CNN’ gibi televizyonlar bu buluştan günlerce övgüyle bahsediyor. Çoğu yazar ise geleceği görüp hayranlıklarını dile getiriyor. Buluşun en etkili özelliği reklam gücü.
TAKVİYELİ BİSKÜVİLER
Yıllarca önce Türkiye’de bazı ilaçlar bisküvi şeklinde sunulurdu. En popüler olanları ise ‘vermifüj’ olarak adlandırılan parazit düşürücü bisküvilerdi. Şimdi Batı’da benzer bir akıma geçiş var. Keza bu akım da bir ‘niş’ pazar örneği.
Tek farkı, besin takviyesi elemanlarını bisküvi hamuruna koymak. Vitamin takviyeli yada mineralli bisküviler… Omega yağ f asitleri, ginseng takviyeleri, hatta ‘Q 10’ olarak bilinen besin unsurlarım içeriyor. Yeni bir pazar olmasına rağmen gelişmesi hayli hızlı…
Bisküvilerin özellikle çocuklara yönelik bir lezzet içerdiğini de hemen ekleyelim. Bu konuda ilaç niteliği taşımayan ürünlerin stabilité testlerinin yapılması ve Tarım Bakanlığından izin alınması gerekiyor.
Kalsiyum başta olmak üzere çocukların kemik gelişimine katkıda bulunan çeşitler ise bu grubun en popüler olanları. Küçük bir işletmede iyi üretim koşullarına sahip ortamda bu tür ürünlerle piyasada besin takviyesi olarak yeni bir alan yaratmak mümkün. Pazar çok geniş değil ama yarınlar için ümit verici. Bir bakıma sağlık çaylarıyla birlikte iyi giden özel bisküviler…
‘LIGHT DÖNER’ OLUR MU?
Bizde farklılık yaratmanın ilk örneklerinden biri döner kebaptır. Şimdi Yunanlılar sahip çıkmaya çalışsa da bu eşsiz lezzet Anadolu’dan tüm dünyaya yayılmaya devam ediyor.
Ülkemizin hem sosyal hem de ekonomik profili giderek değişiyor. Taklit işlerle uğraşarak büyümek artık bir gelişmişlik göstergesi değil. İşin hacmi ne olursa olsun kendini tekrar edgg_ toplumlar yenilik oluşturmadıkça gelişemiyor.
Döner kebap bizde farklılık yaratma becerisinin ilk örneklerinden biri.
Malum, temelinde göçebe kültürün kuzu çevirmesi var. Daha sonrasında ise Erzurum’un cağ kebabı ve onun Bursalı İskender tarafından dikey hale getirilerek yaygınlaşması hikâyesi bulunuyor.
Yıllardır kültürümüze yerleşmiş ve milli olmuş bir farklılık silsilesi. Bugün sıradan herkesin birbirini taklit ettiği bir meslek haline gelse de dönercilik, hep yeni buluşlarla biraz daha zenginleşiyor.
Yaprak döner olarak bilinen uygulama ise bu işin ilk örneği.
Bursalı ünlü İskender, bu kebabı özel çekilmiş kıymayla muamele ederek şiş kebap kadar meşhur etmiş ve kendine özgü yoğurtlu sosuyla adeta millileştirmiş durumda.
Endüstriyel boyutta ‘light döner’ üretimi ilginç bir iş olabilir. Döner, aslında son derece besleyici bir et ürünü olmasına rağmen içerdiği yüksek kolesterol ve pişirme tekniği nedeniyle sağlık açısından biraz tenkit ediliyor. Oysa hiçbir lezzet kaybı olmadan düşük yağ ve kolesterol oranlarıyla diyet döner üretmek her zaman mümkün.
YOĞURT DONDURMASI SATAR
Yoğurttan dondurma yapma fikri ilginç bir buluş. Yoğurt dondurması estetik, sağlık ve lezzet açısından mükemmel bir ürün. Biyo-teknolojik olanaklar günümüzde başka türden maya ve bazı katkıların ilavesiyle değişik lezzet ve dokuda yoğurt yapılmasına izin veriyor.
Bu ilginç pazarın Batı ülkelerinde haklı bir şöhreti var. Giderek daha fazla tüketiliyor ve lezzet içeriği oldukça değişik. Tüm yaş gruplarına hitap eden bu ürün nitelikli bir dondurma serisi haline dönüşebilir.
Yoğurttan üretilmiş bir Türk dondurması dış pazarlarda da ilgi uyandıracaktır. Yoğurt ülkesinde yoğurt dondurması olmaması en büyük eksiklik! Yoğurt bir Türk ürünü ve yoğurt bazlı bir dondurma da ancak Türkiye’de yapılabilir. Bu konuda ilk denemelerin turistik bölgelerde yaygınlaştırılması amaçlanabilir.
Girişimcilerimizin bu konuda yoğun literatürü karıştırarak bir yeniliğe imza atmaları ulusal gıda markalarımız için de bir zorunluluk olsa gerek. Aksi halde yoğurt dondurmasına Yunanlıların sahip çıkması bir kalenin daha kaybedilmesine yol açacak. Biraz araştırma ve yatırım… Bu işi ciddiye alanların kazanacağına hiç şüphe yok.
0 yorum:
Yorum Gönder