Yabancı Markalar Lüks Segmentte Yatırım Yarışında
Tüm krizlere rağmen lüks tüketim büyümesine devam ediyor. Küresel ekonomik krizin ardından ortaya çıkan ulaşılabilir lüks kavramı da bu büyümeyi tetikleyen en önemli unsurlardan biri. Seyahatten giyime, teknolojiden aksesuara kadar yüzlerce lüks marka, daha geniş bir kitleye ulaşabilmek için bu alana yatırıma soyunmuş durumda. Tüketimde sınıf atlayan ve lüks için daha fazlasını harcamaya hazır olan orta sınıfın artması da lüks pazarının büyümesine ivme katıyor. Üstelik bu pazar farklı sektörlerde yeni iş fırsatlarıyaratarak büyümesini sürdürüyor.
The Boston Consulting Group (BCG) tarafından hazırlanan ‘Lüks Tüketimin Değişen Dinamikleri’ raporuna göre dünya genelinde lüks ürünlere yaklaşık 1,8 trilyon dolar harcama yapılıyor. Lüks tüketimin en büyük kısmını 1 trilyon dolarla tatil, yemek, sanat, teknoloji gibi lüks deneyimler oluşturuyor. Rapora göre lükste ikinci büyük harcama kategorisini 440 milyar dolarla lüks otomobiller oluşturuyor. Kıyafet, ayakkabı, çanta, saat, mücevher gibi kişisel harcamalara ise yaklaşık 390 milyar dolar harcanıyor.
En büyük paya sahip olan lüks deneyim harcamaları, aynı zamanda, yüzde 14’lük yıllık artışla en hızlı büyüyen tüketim grubu. Lüks tüketimin önümüzdeki yıllarda yaklaşık yüzde 7 büyümesi bekleniyor.
Üstelik lüks tüketiminin dünya üzerindeki dağılımında da önemli bir değişim yaşanıyor, işte bu noktada Türkiye yeni bir rol üstleniyor. Zira bu yeni dağılımda BRICMIT diye adlandırılan, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Meksika, Endonezya ve Türkiye’den oluşan ülkeler grubunun 2012-2017 arasındaki global büyümenin yaklaşık yüzde 55’ini oluşturması bekleniyor. Dünyanın toplam lüks harcamasının yüzde 30’unu yapan Çin, Brezilya, Rusya ve Endonezya gibi ülkelerin ardından Türkiye de lüks tüketimin yükselen trendi olarak ortaya çıkıyor.
İSTANBUL MERKEZ OLUYOR
BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan, 550 şehir arasında Türkiye’den sekiz şehir yer alırken, verilere göre en fazla lüks tüketimin İstanbul’da yapıldığını söylüyor. 14 milyon kişilik nüfusu ile İstanbul ülkedeki toplam 10 milyar dolarlık lüks tüketimin büyük bölümünün gerçekleştiği bir merkez.
Lüks tüketimdeki büyüme potansiyeli sıralamasında ise dünyada 10’uncu sırada yer alıyor.
Bu büyümede iki önemli konu öne çıkıyor. İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin Ortadoğu, Arap ülkeleri ve Rusya için de bir lüks alışveriş merkezi haline gelmesi pazarı büyüten önemli etkenlerden biri. Diğer önemli nokta ise orta gelir grubunun hızla büyümesi. Yapılan araştırmalara göre orta sınıf tüketimde sınıf atlıyor. Daha eğitimli ve daha çok seyahat edebilen bir kesim olarak farklılaşıyor. Bu kesim, daha önce kitlesel pazarda bulunmayan iyi tasarlanmış lüks ürünlere yüzde 20 ile yüzde 200 oranında fark ödeyebiliyor.
Özellikle beyaz yakalı 25-45 yaş arası çalışan kesimde seyahat, yeme-içme, sanat, lüks markaların ulaşılabilir kategorileri, kozmetik, saat ve tasarım mücevherlere ilgi olduğunu söyleyen lüks tüketim danışmanı Şebnem Balkan, “Özellikle aşın yoğun tempoda çalışan bu kesim spa deneyimi, saygın bir spor merkezine üyelik, butik hotelde geçirilecek özel bir tatil için para harcamaktan çekinmiyor” diye konuşuyor.
Genç nüfusu ve büyüyen ekonomisiyle yabancı yatırımcıların ilgi odağı haline gelen Türkiye, lüks markaların da markajına girmiş durumda. Türkiye’nin lüks pazarında bir üs haline gelmesi çok sayıda sektörden lüks markanın da pazara , girmesine neden oluyor. Son birkaç yılda açılan AVM’ler, Prada’dan Gucci’ye ve Armani’ye kadar dünyanın önemli lüks markalanna ev sahipliği yapıyor.
DOĞAL TAŞTA FIRSAT VAR
Son yıllarda hızla yabancı yatırım alan Türkiye’de lüks segment de yatırımcıların iştahını kabartıyor ve lüks markaların Türkiye akını hala devam ediyor. Bunlardan biri, kısa bir süre önce Zen Diamond ile Türkiye pazarına adım atan dünyanın lider elmas firmalarından De Beers Grubu’nun pırlanta markası Forevermark. Türkiye’deki potansiyele kayıtsız kalamadıklarını söyleyen Forevermark CEO’su Stephen Lussier, altı yılda Çin’de pazar lideri olduklarını, Türkiye’de de benzer bir hedefleri olduğunu belirtiyor.
Lüks mücevher segmentinde faaliyet gösteren Tina Mücevher de 22 yıllık bir şirket. Şirket şu an ikinci kuşak Esra Moreno yönetiminde. Kendi tasarımlarını kendi markası ile sunan Tina Mücevher’in müşterilerinin yüzde 50’sini yabancılar oluşturuyor. Moreno, “Ulaşılabilir lüks segmente yönelik olarak yeni bir koleksiyon çıkarttık. Ezra isimli koleksiyon, genç, dinamik ve güncel takılardan oluşuyor. Değerli taşların bolca kullanıldığı koleksiyonda pırlantayı kullanırken oldukça cimri davrandık. Böylece lüksü ulaşılabilir kılan bir fiyat çıktı ortaya” diyor.
Son bir yılda yüzde 20 büyüdüklerini ifade eden Moreno, bu yıl için büyüme hedeflerini yüzde 10 olarak revize ettiklerini belirtiyor. Moreno, sektördeki fırsatlar için ise şunları söylüyor: “Türkiye’de sanata, tasarıma çok değer veren genç bir nüfus var. Sanata yatırım çok akılcı olduğu kadar mücevhere ve doğal taşlara olan yatırım da çok kazançlı. Unutmamak gerekir ki, doğal taşlar sınırlı, bu yüzden taş fiyatları her yıl çok artıyor. Özellikle yabancı birçok müşterimiz tasarımlarımız içerisinde kaliteli ve özel olan renkli doğal taşları tercih ederken, bunları aynı zamanda yatırım olarak düşünüyorlar. Özel ürünler ise her zaman koleksiyonerler tarafından tercih ediliyor.”
DENEYİM SEYAHATLERİ POPÜLER
Turizm, lüks segmentinde en çok gelişen alanlardan biri. Zira bu alanda pek çok ihtiyaç ve buna bağlı olarak geniş bir yatırım çeşitliliği söz konusu. Kişiye özel seyahat tercihleri dünya genelinde giderek yaygınlık kazanıyor. Bu doğrultuda, seyahatlerde kendinizi daha özel hissedebileceğiniz, varışınızda size isminizle hitap edilen, kahvaltı sırası beklemediğiniz, butik, konforlu oteller daha çok tercih edilmeye başladı.
Ekolojik, yeşil seyahatlerin de yeni trend olarak yükselişte olduğu ifade ediliyor. Organik gıdaların kullanıldığı, beş yıldızlı tatil köylerini geride bırakan, basit ama konforlu ekolojik çiftliklerde tatilinizi geçirirken zeytin, üzüm ya da çay toplayabilir, şarap zeytinyağı, doğal sabun yapımı gibi atölye çalışmalarına katılabilirsiniz.
Türkiye’de lüks seyahat’ denilince akla ilk gelen şirketlerden biri olan VIP Turizm, bu alana yönelik tatilinde farklı bir deneyim yaşamak isteyen herkese uygun bir program yaratıyor. Şirketin CEO’su Ceylan Pirinçcioğlu, “41 yıllık deneyimimiz ile hazırladığımız 100 ülkeyi kapsayan 300 farklı programın ayrıntılarıyla yer aldığı seyahat katalogumuz mutlaka incelenmeli” diyor. Dünya lüks yabancı sermaye akışından şimdilik yüzde 0,7 pay alabilen ülkemize birçok markanın girmek için ilgili olduğunu kaydeden Pirinçcioğlu, özellikle saat, araç ve yat markalarının bu anlamda yarışta olduğunu belirtiyor.
SAĞLIKLI YAŞAM TRENDİ
Özellikle sağlıklı yaşam, genç kalma gibi beklentiler spa, termal, detoks otellerinin sayısının artmasına neden oluyor. Bu alanda yeni otel yatıranlarının artmasının yanı sıra spa ve wellness gelirlerinin oteller içindeki payı da yükselme eğiliminde.
Richmond International Yönetim Kurulu Başkanı Belgin Aksoy, eskiden otel gelirleri içinde yüzde 5 civarı olan spa ve wellness gelirlerinin günümüzde yüzde 20-25 seviyelerine çıktığını söylüyor. Wellness turisti yüksek gelir getiren turist ve normal turistten yüzde 130 daha fazla harcama yapıyor.
Etstur da bu potansiyeli görerek 310 milyon dolarlık yatırımla Maxx Royal Kemer Resort & Spa otelini açtı. 285 odanın bulunduğu otelde toplam bin personel ile odabaşına üç personel düşüyor. İnsanların artık lüks ürünlere para yatırmak yerine kendilerini farklı hissedecekleri deneyimleri yaşamak istediklerini belirten Etstur Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy, ”Dünya lüks ürünlere sahip olmaktan çok lüks deneyimler yaşamaya yönelik hızlı bir değişim sürecine girdi. Biz de bunları misafirlerimizin geri dönüşlerinden, kendi yaptığımız araştırmalardan tespit ediyoruz. Otelimizi buna göre tasarladık” diye konuşuyor.
MARİNA FIRSATLARI
Marinalar, turizm sektöründe yeni fırsatlar yaratan mekanların başında geliyor. Türkiye’de marina sayısının artması, Rus ve Ortadoğulu zenginlerin yanı sıra AvrupalIların da Türkiye sahil şeridini tercih etmesi, marinalarda yeni fırsatların doğmasına neden oluyor.
Mega yat olarak adlandırılan 25 metre ve üzeri yatların artık Türkiye’yi tercih ettiği ve bunun yeni bir pazar oluşturduğunu söyleyen Palmarina Bodrum’un genel müdürü Levent Baktır, “Teknik açıdan yatların bakımının yapılmasından yat sahiplerinin özel taleplerine kadar yeni bir pazar doğuyor. Yükselen profile cevap verebilecek teknik bakım şirketlerinden yeme-içme mekanlarına kadar çok sayıda yeni girişim imkanı var” diyor. Süper yat yönetimi adı altında yeni bir iş alanı oluştuğuna dikkat çeken Baktır, “Örneğin yatın sahibi gecenin bir yarısı Petrus şarabı veya pembe bir Ferrari istiyor.
Bu ihtiyacı karşılayabilecek altyapıya sahip şirketlere ihtiyaç var” diye konuşuyor.
Elbette bu durum marina bulunan bölgedeki mekanların profilinin değişmesine de neden oluyor. Geleneksel bir pideci standartlarını yükselterek lüks talep edenlere uygun şekilde kendini yenileyebiliyor.
Marinalardaki gelişim yat markalarım da Türkiye’ye çekiyor. Dünyanın en lüks yat markalarından Overmarine Grubu’na ait Mangusta da Türkiye pazarına odaklanan markalardan biri. Türkiye’nin Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduğunu söyleyen Overmarine Group Pazarlama Direktörü
Francesco Frediani, “Türkiye’nin sahil şeridi çok güzel, marina ve denizcilik kültürünüz var. Ayrıca artık çok farklı ülkelerden yat tutkunları Türkiye sahillerinde demirlemeyi tercih ediyor” diyor. Mangusta markalı 23 metrelik bir yatın fiyatı 3,5 milyon Euro’dan başlarken, 50 metrelik bir yatın fiyatı 29 milyon Euro’yu buluyor. Şirket, Türkiye’de önümüzdeki birkaç yıl içinde üç yat satmayı hedefliyor.
ULAŞILABİLİR LÜKSTE BAYİLİK
Lüks pazarı bayilik imkanlarıyla da girişimcilere fırsatlar sunuyor. Kozmetik, spa ve solaryum alanında önemli markaları Türkiye’ye getiren İnanır Group, iki markayla Türkiye’de bayilik veriyor. Bunlardan biri kişisel bakım markası Ligne St Barth. Türkiye’de her yıl yüzde 25 büyüyen marka, 14 farklı noktada satılıyor ve kullanılıyor. 17 noktaya ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen İnanır Group Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan İnanır, “Ligne St. Barth’ın bazı kriterleri var. Ligne St. Barth kullanıcısı dünyanın neresine giderse gitsin, bir bakımı seçtiğinde, o bakımı her yerde aynı kalitede alacağını bilmeli. Bayilerimizi buna göre seçiyoruz” diyor. Grubun diğer bayilik markası ise makyaj merkezi Kryolan. Toplam 17 Kryolan şubesi bulunuyor. İnanır, 2014 yılında üç yeni mağaza daha açmayı hedeflediklerini söylüyor. Şirket, Kryolan bayiliği için isim hakkı talep etmiyor. Ancak ürünler, uluslararası mağaza konsep-ti ve teminat karşılığı olarak yaklaşık 1 milyon TL yi bulan bir yatırım maliyeti var. Cadde üstü ya da bilinen bir AVM olması gerekiyor. Şirket, sadece İstanbul dışına bayilik veriyor.
Dünyanın önemli markalarının Türkiye temsilciğini yapan Bilsar, lüks segmentte Lole Women ve Fred Perry markasıyla büyüyor. Fred Perry markasıyla yaklaşık bir yıl önce bayilik vermeye başlayan şirket, 20l4’te üç mağaza açmayı planlıyor. Fred Perry markasının ortalama yatırımı metrekare başına 2 bin 500 TL ile 3 bin TL arasında değişiyor. Bu iki markanın son iki yılda yüzde 84 büyüdüğünü söyleyen Bilsar CEO’su Selman Bilal, “Lüks pazarındaki büyüme etkileyici. Biz devamlı yeni marka arayışı içindeyiz. Genel olarak lüks pazara ve daha niche markalara yöneliyoruz” diye konuşuyor.
ÇANTA VE DERİDE GİRİŞİM
Yaklaşık beş yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Kipling, son iki yıldır yüzde 50’nin üzerinde büyüdü. Bu büyüme yeni yatırımların önünü açtı. 2014’te iki yeni bayilik vermeyi hedeflediklerini söyleyen Kipling’in Türkiye temsilcisi Meb Deri Yönetim Kurulu Üyesi Vedat Menda, “Pazardaki büyüme markaları Türkiye’ye çekiyor. Biz de bu doğrultuda yeni markalan getirmek için görüşmeler yürütüyoruz” diyor.
1800’lü yılların sonlarında yaşamış Meksikalı devrimci Emiliano Zapata’dan etkilenerek markasına bu ismi veren Cemal Güzelci, yaklaşık 11 yıldır deri sektörünün içinde. Türkiye’de birçok tanınmış giyim markasına özel koleksiyonlar hazırlayan Cemal Güzelci, erkek deri ürünlerinde özellikle lüks segmentte bir boşluk gördüğü için bu işe girdiğini söylüyor. Bugün aralarında Belçika, Fransa, Avusturya, ABD, Çin ve Japonya’nın da bulunduğu 30 ülkeye ihracat yapan şirket, son iki senedir yüzde 55 civarında büyüme gösterdi. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında bayilikle büyüyen şirket, bayilerinin özellikle mağazacılık konusunda deneyimli olmasını istiyor.
LÜKS ÇAYDA BAYİLİK
Lüks, içecek segmentinde de hızla yayılmaya başladı. Özellikle su sektöründe gördüğümüz lüks markalara çay da eklendi. Ahmad Tea, İngiltere kökenli, dünya üzerinde oldukça bilinen bir üst segment çay markası. Markayı Türkiye’ye getiren Burak Gümrükçü, “Ahmad Tea, yaratılış aşamasından günümüze uzanan süreçte lüks segmente hitap ediyor. Çayın kalitesi fiyata yansıyor. Ancak esas lüks segmente hitap etme sebebi çayın işleniş biçimi, aromalar ve lezzet. Sıradan bir çay değil, özel bir çay. Keyif için, çay tutkunları için” diyor.
Türkiye pazanna 2012 yılı sonunda giren marka, bugüne kadar sadece Ankara’da bayilik verdi. Teknik detayların dışında öncelikle satış noktasının markayı temsil etme yetenek ve gücünü incelediklerini kaydeden Gümrükçü, şu bilgileri veriyor: “Ahmad Tea, bu noktada satılabilir mi, kitleye ulaşabilir mi, marka bu noktada imajını rahatlıkla yansıtabilir mi gibi sorular neticesinde bayilik ve satış noktası kararlarını alıyoruz. 2014 yılında seçkin satış noktalarımızı artırmakla birlikte pek çok farklı bitki ve meyve çayı lezzetini Türk tüketicisiyle buluşturmayı ve meyvş-bitki çayı lüks segment pazarım büyütmeyi hedefliyoruz.”
KONSEPT VE EKİP ÖNEMLİ
Türkiye ile ilgili çarpıcı bir diğer husus ise lüks yemek tecrübesi. Boston Consulting’in araştırmasına göre şu anda İstanbul’daki pahalı restoran penetrasyonu yani hedef nüfusa düşen restoran sayısı neredeyse Chicago ile aynı, Londra’nın da yansı durumunda. Artık Türkiye’de A Plus’ müşteriye hitap eden ancak lüksü bir o kadar da ulaşılabilir kılan onlarca restoran var.
Bu restoranlar arasında en eskilerden biri olan Sunset, Türkiye kriz dönemindeyken, girişimci Barış Tansever tarafından açıldı. Tansever, çalışanlara eğitim verdi, sürekli yurt-dışında benzer segmentte hizmet veren restoranları araştırdı. 20 yıldır neredeyse aynı ekiple çalışıyor. Tansever, “Ne çalışanlarımız bizi terk eder, ne de biz onları. Artık bir aile olduk” diyor. Sunset, devlet başkan-larından ünlü sanatçılara kadar pek çok önemli ismi ağırlıyor. Tansever, geçtiğimiz yıl yüzde 30 civarında büyüme yaşadıklarını, ayda yaklaşık 8 ile 10 bin arasında kişinin Sunset’i ziyaret ettiğini belirtiyor.
Her yıl yeni yatırımlar yaptıklarını, servis ve mutfak çalışanlarına eğitimler verdiklerini kaydeden Tansever, bu alana yönelik yapılabilecek girişimleri şöyle değerlendiriyor: “Lokasyon, konsept ve ekip kritik konular. Bunların harmanlanmış halini yaratmanız ve aldığınız fiyatın verdiğiniz hizmetin karşılığı olduğunu hissettirmeniz gerekir. Lüks pazarında önemli olan kendine has bir tecrübe olması, bu tecrübenin erişilebilirliği ve sosyo-ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğidir. Bu açıdan bakarsak özellikle İstanbul’un bir dünya şehrine dönüşmesi son 10 yılda büyük fırsatlar yarattı. Perakende ve gayrimenkul sektörü bunların başında geliyor.”
EVDE LÜKS ARAYIŞI
1925 yılından beri faaliyet gösteren DanimarkalI Bang & Olufsen, taşınabilir müzik setlerinden high-end hoparlörlere, televizyonlardan kulaklıklara kadar geniş bir kapsamda lüks ürünler sunuyor.
1998 yılından bu yana Ferco Müzik, Bang & Olufsen’in Türkiye distribütörlüğünü yapıyor ve Türkiye’deki satış, pazarlama ve satış sonrası hizmetlerini gerçekleştiriyor. Ferco Müzik Genel Direktörü Kerem Ariş, “2013 senesinde bir önceki yıla göre satışlarımızı koruduk. 2014 senesinde yeni lansmanların da pozitif etkisiyle satışlarımızı yüzde 20 arttırmayı hedefliyoruz” diyor. Bang & Olufsen, sadece ev ve ofislerde değil, birinci sınıf otel ve restoranlardan lüks yat kuramlarına kadar birçok alanda da mimarlar ve dekoratörler tarafından tercih ediliyor.
Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de lüks tüketim pazarında yükseliş trendi olduğuna dikkat çeken Ariş, “Artık lüksün belli bir zümrenin tekelinde olduğunu söylemek zor. Hayat artık daha yorucu ve stresli olduğundan evde geçirilen zamanın değeri yükseldi. Bu nedenle tasarım ve ses kalitesi açısından lüks ses sistemleri çok daha fazla tercih edilmeye başladı” diyor.
Lüks talep eden tüketici ne istiyor?
Günümüzde iletişimin hız kazanması ve farklılaşması nedeniyle, bireylerin statü ve lüks anlayışları geçmişe oranla çok daha büyük farklılıklar gösteriyor. Bu nedenle lüks marka yaratmak isteyenlerin öncelikle hedef kitlelerini yakından incelemesi ve onların lüks kavramını nasıl algıladıklarını araştırması gerekiyor. Yapılan son araştırmalar lüks segmentte tüketici davranışları açısından dört farklı tipolojinin varlığından bahsetmekte. Lüks marka yaratılması konusunda şirketlere danışmanlık veren İstanbul Moda Akademisi’ne göre ilk grup ‘dışarıya göstermeyen’ olarak adlandırılıyor ve lüksü gösterişsiz bir şekilde sadece kendilerini iyi hissetmek için kullanıyor. ‘Dışarıya gösteren’ grubu ise tam tersine materyalist ve statü ile ilgili öğeleri dışa vurma ihtiyacı duyan bireyleri tanımlıyor. ‘Bildiğini gösteren’ grubuna dahil bireyler statüye önem verirken, satın aldıkları ürünler hakkında bilgi sahibi ve bunu daha çok fark edilmek adına gerçekleştiriyor. ‘Bilgisini kendine saklayan’grubu ise güzel şeylerin değerini bilme yetisine sahip kişiler oluşturuyor.
Bu gruba ait kişiler lüks markaları sadece o markaları beğendikleri için alıyor.
Lüks pazarındaki 5 yeni trend
- Dünya genelinde eğilim lüks ürünlere sahip olmaktan lüks deneyimler yaşamaya yönelik hızlı bir değişim gösteriyor.
- Lüks sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin artık dört alanda dikkatli olmaları ve uygun çözümler üretmeleri gerekiyor. Bunlar; yeni tüketiciler, yeni coğrafyalar, yeni iş modelleri ile dijital kanal ve sosyal medya.
- Her şehrin farklı dinamikleri var. Lüks markaların benzersiz, zamansız olma, özgün marka ruhu gibi özellikleri olmalı. Ulaşılabilir lüks markalar ise aynı zamanda fiyat kalite ilişkisini sunabilmeli. Bu nedenle, hem yerli tüketiciyi hem de lüks tüketim yapan turist segmentini çok iyi anlamak gerekiyor.
- İstanbul için turistlerin lüks harcamaları gittikçe daha önemli bir noktaya geliyor. Üst segment giyim mağazalarında turistlerin payının yüzde 10-15’lere ulaşacak kadar arttığı görülüyor.
- Lüks tüketim yapan tüketicilerin akıllı cihazlara sahiplik oranları, internet kullanım oranları ve sosyal medyadaki aktiflikleri incelendiğinde, dijital teknolojinin lüks tüketimde gerek satış gerek pazarlamada aktif bir şekilde kullanılması zorunlu hale geliyor.
Rezidansların sunduğu fırsatlar
Lüks denilince akta ilk olarak yalılar gelse de lüksün yeni jenerasyonu orta sınıf, rezidansları tercih ediyor. Türkiye’de en lüks rezidanslar İstanbul’da Maçka, Zincirlikuyu ve Levent gibi semtlerde bulunuyor. Örneğin öne çıkan rezidanslardan Levent Loft’ta kiralar metrekare başına 20-30 dolar, Maçka Rezidans’ta 25-35 dolar, Zorlu Rezidans’ta ise yine 25-50 dolar arasında değişiyor. Ayıkcan Emlak’ın sahibi Yüksel Ayıkcan, fiyatların dairenin manzarası, konumu, bahçe ve balkon kullanımına göre değiştiğini söylüyor.
Rezidanslarda valeden saatlik garson servisine kadar çok sayıda farklı hizmet veriliyor. Realty Plus Türkiye CEO’su Hüseyin Altaş, rezidans sakinlerine güvenlik, temizlik, vale, kiralık araç, yeme-içme ve bunun gibi farklı pek çok konuda hizmet sunabilen sektörlerin girişimcilere önemli fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Yüksel Ayıkcan ise “Özellikle AVM ve rezidansın birlikte olduğu yapılarda çocukların mesleki ve kişisel gelişimine yönelik bölümlerin, oyun ve sosyalleşme alanlarının oluşturulması, yeni iş fırsatı olarak dikkat çekiyor” diye konuşuyor. Bir inşaat şirketinin başkanı da “Ortadoğu’ya yönelik pazarlama yapıldı ve çok sayıda konut, rezidans satıldı, insanlara Arapça bilen rehber, yardımcı bulma konusunda girişimcilere ihtiyaç var” diyor.
LASTODA
LastOda, mobil bir rezervasyon sitesi. Kullanıcılarına butik rezervasyon deneyimi yaşatıyor. Standart rezervasyon sitelerinde müşteriler her zaman aynı otellerin benzer fiyatları ile karşılaşıyor. Son dakika kalan odaları satan LastOda’nın kullanıcıları farklı lüks otellerin odalarını yüzde 50’lere varan indirimler ile rezerve edebiliyor. Sitenin kurucu ortağı Burak Balkaya, “Örneğin çok tercih edilen şehir otellerimizden Rixos Pera ya da SPA otellerimizden Richmond Nua’nın odaları yüksek sezonda 700 TL civarında iken LastOda’da kullanıcılar bu otellerin odalarını 500 TL civarında rezece edebiliyor” diyor.
Sitenin 45 binin üzerinden kayıtlı kullanıcısı bulunuyor. Balkaya, 2014’te bu sayıyılOO binin üzerine çıkarmak istediklerini söylüyor. Türkiye’de henüz lüks seyahat pazarında hem konaklama hem de bilgiye ulaşım anlamında birçok boşluk olduğuna dikkat çeken Balkaya, şöyle devam ediyor: “iyi oteller ülkenin belli bölgelerinde yoğunlaşmış ve belli markalarla sınırlı kalmış durumda. Seyahat edenler Türkiye’de yeni yerler keşfetmek istiyorlar ve konaklayabilecekleri butik alanlar arıyorlar. Artık herkes bireysel olarak seyahat planı yapmak istiyor ve bunu olanaklı kılacak LastOda gibi mobil araçlara ihtiyaç duyuyorlar?
ALWAYSFASHION
Alwaysfashion, 2008 yılında 2 kurulan ve lüks alışveriş deneyimini internete taşıyan bir site. Şirketin kurucusu Fatih Çolakel’in bu alanı seçmesinin nedeni Türkiye’de hiç denenmemiş bir alan olan online lüks ticaretinin farklılık yaratacağı düşüncesi. Şirketin ana hedefi; dünyanın en lüks markalarını global pazara sunan, Türkiye’de lüks denince akla ilk gelen online mağaza olmak.
Site, markaları belirlerken oldukça seçici davranıyor. Portföyünde aralarında Mont Blanc, Lalique, Tag Heuer, Alessi, Faberge, L’Object, Lindt, Vakko Çikolata ve Molu gibi çok prestijli markaların da bulunduğu 100’den fazla marka yer alıyor. Öne çıkan ürün kategorileri ise saat, mücevher & takı, aksesuar, ev ve gurme.
Çok yakın zamanda sanat ve güzellik kategorilerinin de ekleneceğini söyleyen Çolakel, “2014 yılında 2013 yılma oranla yüzde 300 büyüme sağlamayı hedefliyoruz. Şuana kadar da bu hedefi karşılayacak bir büyüme sağladık” diyor.
Alwaysfashion.com’un sepet ortalaması, bin 500 ile 2 bin TL bandına yerleşmiş durumda. Bu alanda birçok fırsat olduğuna işaret eden Çolakel, şunları söylüyor:
“Lüks pazarında özellikle online alışverişin payının hızla artacağını düşünüyoruz. Ayrıca Türkiye’de lüks pazarı ve online pazar bir süredir ortalama ekonominin çok üzerinde bir büyüme gösteriyor. Bu nedenle temsilcisi olduğumuz online lüks alışveriş segmentinin önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz.”
AİDA TURİZM
2003 yılında dünyada Free Independent Travel (FİT) diye isimlendirilen A plus turistlerin seyahat programlarını yapmak için AiDA Turizmi kuran kadın girişimci Adviye Bergerman, yurtdışmdanAplus müşterileri Türkiye’ye getirmek için çalışmaya başladı. “Şirketi kurduğumda herkes’3-5 müşteriye hizmet ederek bu çark dönmez’dedi. Ama ben vazgeçmedim” diyen Bergerman, müşterilerin dünyanın neresinde olursa olsunlar uçağa binmeleriyle hizmet vererek American Express’in Türkiye’de tek lokal partneri oldu. American Express, müşterilerine Türkiye seyahatlerini organize edebilecek firma olarak AİDAyı tavsiye ediyor.
Adviye Bergerman, 2013 yılında ise yıllardır yüksek gelir gruplarına yönelik yaptığı seyahat paketini çeşitlendirmek için Shamana Hotels & SPA markasını oluşturdu. 2013 yılında da dünya jet sosyetesini Bodrum’da kendi otelinde ağırlamaya başladı. Torba Koyu’nda yer alan otel, 31 oda ve bir presidental süiti ile lüks hizmet veriyor.
Bu yıl yüzde 40 büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Bergerman, “2014 sonbaharında dünya çapındaki misafirlerimize gerek online gerekse katalog halinde Lux in Turkey projemizi sunacağız. Türkiye’deki lüks otelleri saydığımızda 100’ü geçmez. Biz bu otelleri bir yerde toplamak ve oluşturulan sinerjiyle daha farklı işler yapabilmek için Lux in Turkey isimli lüks oteller kulübünü kurduk. Ayrıca Shamana Hotels & Spa için İstanbul ve Kapadokya’da yer bakıyoruz, iki yıl içinde İstanbul ve Kapadokya’da da olmayı hedefliyoruz” diyor.
Lüks segmentin Türkiye’deki en büyük sıkıntısının eleman olduğuna dikkat çeken Bergerman, İstanbul, Kapadokya ve Bodrum dışındaki destinasyonlarm da geliştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
50 Dolara Token Satın al, aldığın her token başına 600 günde 300 Dolar kazanç sağla, Ekip yapmak isterseniz 1 ve 2 ekip arkadaşlarınızdan %12 şer Dolar kazanç sağla, Her ay farklı bonuslar ile hedef 1000 Tokene ulaşıp ayda 7,500 Dolar'lık bir kazanca sahip olabilirsiniz.İş Detayları için Özelden Yazabilirsiniz.
YanıtlaSilEkibimize katılmak isterseniz linkten bizlerle çalışmaya başlayabilirsiniz.
https://getmyads.com/r/261417
VİDEOYU İZLEYİNİZ https://www.youtube.com/watch?v=0P_eDnUaGl8
https://www.facebook.com/getmyadsgmaturkey/