Türkiye’de gelecek vaat eden sektörler arasında yer alan ve yılda milyarca TL pazar büyüklüğüne sahip olan danışmanlık sektörüne girmeye ne dersiniz? Bünyesinde birçok kazançlı iş fırsatını barındıran sektörde bir iş kurmak sizin için bir dönüm noktası olabilir. Özellikle danışmanlık şirketi kurmak, bu sektördeki pastadan güzel bir dilim almak isteyen girişimciler için oldukça kazançlı olmaktadır.
Danışmanlık işine başlamak problem çözmedeki uzmanlığınızı ve yaratıcılığınızı göstermenin bir yoludur. Ayrıca gözü pek işletme sahipleri için oldukça popüler ve potansiyel olarak kazançlı bir alandır.
Kendi danışmanlık şirketinizi kurmak istiyorsanız başlangıç için aşağıdaki üç stratejiyi dikkate almalısınız:
1 – Yola çıkmadan önce itibar kazanın
Mehmet Ünal, orta ölçekli ve bazı küçük ölçekli firmaların para toplamalarına yardım ediyor. Mehmet Bey 2009 yılında bir yatırım bankasında çalışıyordu ve firmalar için büyük işlemler yapıyordu.
Ancak daha sonra iyi danışmanları olmayan, kar amacı gütmeyen işletmeler ve küçük firmalar için çalışmaya başladı. Yapmak istediği iş buydu ancak bundan para kazanmıyordu.
Bu nedenle 2010 yılının başlarında kendi yolundan gitmeye karar verdi ve patronuyla bir anlaşma yaptı. Firmanın ilgilenmediği müşterileri aldı.
Sektördeki uzmanlığı itibar kazanmasına ve müşteri tabanı oluşturmasına yardımcı oldu. 2010 yılında Mehmet Ünal kendi danışmanlık firmasını kurdu. Firması hızla ilerlemeye başladı ve bir senede 125 bin TL’den fazla kazanç elde etti.
2 – İşinizi kurarken başka bir firma ile ortak olun
Bazı danışmanlar için bilinirlik uzmanlıktan daha önemlidir. Bu noktada fikirlerinizi tamamlayan ve mesafeli ilişkili kurabileceğiniz kurumsallaşmış bir firma bulmanız gerekir. Bu sayede bilinirliğinizi arttırabilir, hizmetlerinizi geliştirebilir ve müşterilere ulaşabilirsiniz. Aksi taktirde bunların hepsini kendiniz yapmanız gerekecektir.
Bir bankada küçük işletmeler için bankacılık programları hazırlayan Mustafa Bey’e göre faaliyete geçmenin en iyi yollarından biri başkalarıyla ortak olmaktır.
Hasan Bey altı sene önce bunu yaptı. Aynı işi yapan ancak rekabet içerisinde olmadığı iki kişilik bir danışmalık firması ile stratejik ortaklık kurdu. Bu sayede firmasını kurarken ortak olduğu firmanın adını ve saygınlığını kullandı.
İşleri çalışan veya ortak olarak değil danışman olarak kabul ettiği için potansiyel problemleri de engelleyebiliyordu. Daha sonra bu firmayla yollarını dostça ayırdı.
3 – Hizmetlerinizi farklılaştırın
Bir bilgisayar mühendisi olan Hüseyin Özlü, 1990’lı yıllarda internet şirketleri patlamadan önce bir taraftan ileri teknoloji firmasında çalışırken bir taraftan da danışmanlık yapmaya başladı.
En kısa sürede danışmanlık işi faturalarını ödemeye yetecek kadar büyüdü, tam zamanlı işinden ayrıldı ve en baştan kendisini danışman olarak tanımladı. İş arkadaşları da işten ayrıldı ve birçoğu yeni firmalara girdi. Bu iş arkadaşları bir sürü iş pasladılar ve referans oldular.
İşleri daha da büyütebilmek için hizmetlerini farklılaştırmaları gerektiğini anladı. Böylece işe alma ve yetenek yönetimi sürecini bir video oyununa dönüştürerek bir çeşit sanal iş denemesi yaptılar. İnsan kaynaklarını yeniden keşfetmelerine gerek kalmadan sektöre yeni bir çözüm sundular. Önceleri şirketlerin çoğu büyük firmaların şemsiyesi altında olmayı tercih ediyordu ancak takımının yeni ve farklı stratejisi yeni müşteriler bulmalarına ve büyük şirketlerin dikkatini çekmelerine yardımcı oldu.
“Ben de bunu yapabilirim ama daha ucuza” demek oldukça kolaydır. Önemli olan benzersiz olduğunuzu vaat etmektir.
0 yorum:
Yorum Gönder